Mesane Kanserinde Adjuvan Kemoterapi
Mesane kanserinde adjuvan kemoterapi, radikal sistektomi sonrası mikrometastatik hastalığı tedavi etmek ve sağkalım süresini artırmak amacıyla uygulanan kemoterapiyi ifade eder. Mesane kanseri, idrar kesesinde gelişen ve genellikle ürotelyal hücrelerden kaynaklanan bir kanser türüdür. En yaygın görülen tipi ürotelyal karsinom olup, genellikle kanama, idrar yaparken ağrı ve sık idrara çıkma gibi belirtilerle kendini gösterir. Mesane kanseri, erken evrelerde sınırlı kalabilirken, ilerleyen evrelerde lenf nodlarına ve uzak organlara yayılabilir. Risk faktörleri arasında sigara içmek, kimyasal maddelere maruz kalmak, kronik mesane iltihapları ve ailede kanser öyküsü yer alır. Tanı genellikle idrar testleri, görüntüleme yöntemleri ve sistoskopi ile konulur. Mesane kanseri tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale, kemoterapi ve immünoterapiler yer almakta olup, tedavi planı kanserin evresine ve hastanın genel durumuna göre belirlenir.
Mesane Kanserinde Adjuvan Kemoterapi Nedir?
Mesane kanserinde adjuvan kemoterapi, radikal sistektomi sonrası mikrometastatik hastalığı tedavi etmek ve sağkalım oranlarını artırmak amacıyla kullanılan bir yaklaşımdır. Özellikle pT3-4 veya lenf nodu pozitif hastalarda, sisplatin bazlı kemoterapi protokolleri, tek başına cerrahi tedaviye kıyasla daha iyi sağkalım ve hastalıksız sağkalım sonuçları elde edilmesine yardımcı olabilir. Ancak, adjuvan kemoterapinin etkinliği ve uygulanabilirliği konusunda yeterli veri bulunmamaktadır. Çeşitli çalışmalar, adjuvan kemoterapinin sağkalımı %6-8 oranında iyileştirebileceğini gösterse de, tedaviye yanıt hastadan hastaya değişir ve kemoterapinin gecikmesi veya tolere edilememe riski de mevcuttur. Bu nedenle, adjuvan tedavi kararı her hasta için dikkatle yapılmalı, tedaviye uygunluk değerlendirildikten sonra uygulanmalıdır.
Mesane Kanserinde Adjuvan Kemoterapi Faydaları?
Mesane Mesane kanserinde adjuvan kemoterapi, radikal sistektomi sonrası mikrometastatik hastalığı hedef alarak sağkalımı artırmayı amaçlar. Özellikle pT3-4 veya lenf nodu pozitif hastalarda, sisplatin bazlı kemoterapi protokollerinin, cerrahi tedaviye ek olarak uygulandığında genel sağkalım ve hastalıksız sağkalım oranlarını iyileştirdiği gösterilmiştir. Adjuvan kemoterapi, potansiyel mikrometastazları yok ederek hastalığın nüks etme riskini azaltabilir ve ilerleyen evre hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, erken dönemde uygulanan tedavi, tümörün daha yayılmadan kontrol altına alınmasını sağlar. Bununla birlikte, adjuvan kemoterapi, tedaviye yanıtın hastadan hastaya değişmesi ve yan etkilerinin tolere edilmesi gibi zorluklarla birlikte gelir, ancak doğru hasta seçimi ile faydaları önemli derecede artmaktadır.
Kanseri Tedavisinde Adjuvan Kemoterapi: Kimlere Uygulanır?
Mesane kanseri tedavisinde adjuvan kemoterapi hangi hastalar için önerilmektedir? Mesane kanserinin radikal sistektomi sonrası tedavisinde adjuvan kemoterapi, özellikle T2-4, N0, M0 evresindeki hastalar için önerilmektedir. Ancak neoadjuvan tedavi alabilen hastaların oranı düşüktür (yaklaşık %20).
Yapılan metaanalizler ve randomize çalışmalar, adjuvan kemoterapinin sağkalım üzerine faydalı etkiler gösterebileceğini belirtmiştir. Örneğin, bir metaanalizde, sisplatin bazlı kemoterapinin 5 yıllık sağkalım oranını %50’den %56’ya çıkardığı ve metastazsız sağkalımı %8 oranında artırdığı görülmüştür.
Ancak, adjuvan kemoterapinin faydası hastanın evresine, histolojik tipine ve tedaviye yanıtına göre değişebilir. Özellikle ürotelyal kanser histolojisi olan hastalar, adjuvan kemoterapiden daha fazla fayda sağlayabilirken, eşlik eden alt tiplerin varlığında fayda sınırlıdır.
EORTC 30994 çalışmasında, hemen kemoterapi uygulanan hastalarda 5 yıllık progresyonsuz sağkalımın %47.6, tedavi sonrası gecikmiş kemoterapi uygulananlarda ise %31.8 olduğu görülmüştür.
Yine, radikal sistektomi sonrası Nivolumab (PD-1 inhibitörü) gibi immünoterapilerin adjuvan tedavi olarak kullanılması, özellikle PD-L1 ekspresyonu yüksek hastalarda sağkalımda iyileşme sağlayabilmektedir.
Mesane Kanseri Adjuvan Kemoterapi: Zorluklar ve Sınırlamalar
Adjuvan tedavinin kesin etkinliği konusunda hala yeterli kanıt bulunmamaktadır ve bazı hastalar kemoterapiyi tolere edemeyebilir. Ayrıca, kemoterapinin gecikmesi, post-operatif iyileşme sürecinde komplikasyonlara yol açabilir.
Şu ana kadar kullanılan kemoterapi protokolleri arasında, sisplatin bazlı GC (Gemcitabin/Cisplatin) ve MVAC (Metotreksat/Vinblastin/Doksorubisin/Cisplatin) rejimleri öne çıkmaktadır. Ancak, bu protokoller arasında hangisinin daha etkili olduğuna dair kesin bir konsensüs yoktur.
Neoadjuvan tedavi almadığı durumlarda, adjuvan kemoterapi genellikle sisplatin içeren protokollerle uygulanmaktadır. Ancak, karboplatin içeren tedavi yöntemlerinin etkinliği ve modern tedavi yaklaşımlarının rolü hala araştırılmaktadır.
Mesane Kanseri Adjuvan Kemoterapi: Yan Etkiler Nelerdir?
Kanser tedavisinde adjuvan kemoterapi, kanserin nüks etmesini engellemeyi ve sağkalımı artırmayı amaçlarken, çeşitli yan etkilere yol açabilir. Sisplatin gibi kemoterapik ajanlar, kemoterapiye duyarlı hücreleri hedef alırken, sağlıklı hücrelere de zarar verebilir. Bu tedavi, mide bulantısı, kusma, saç dökülmesi, yorgunluk, bağışıklık sistemi zayıflığı, enfeksiyonlara yatkınlık, anemi ve iştah kaybı gibi etkilerle ilişkilidir. Ayrıca, böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir ve sinir sistemini etkileyerek periferik nöropatiye neden olabilir. Tedavi süreci, hastanın genel durumu ve tedaviye yanıtına göre dikkatlice izlenmeli ve yan etkiler minimize edilmeye çalışılmalıdır. Adjuvan kemoterapi sırasında ortaya çıkan yan etkiler, tedavi süresince hasta yönetimini zorlaştırabilir, bu nedenle hastaların tedaviye başlamadan önce olası etkiler hakkında bilgilendirilmesi önemlidir.
Sonuç
Mesane kanserinde adjuvan kemoterapi, mesane kanserinde mikrometastatik hastalığın tedavisi ve sağkalım süresinin uzatılması için önemli bir seçenek olabilir, ancak uygulamaya karar verirken hastanın evresi, histolojik tipi ve genel durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Adjuvan tedavi için yeterli veri olmadığından, her hasta için bireysel bir değerlendirme yapılmalıdır.
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/34802798/
Prof. Dr. Yusuf İLBEY
Üroloji Doktoru